Çalışmaya bir yıl ara verdikten sonra Amerika’da iş hayatına geri dönmek istedim. Herkesin çalışmak istediği büyük teknoloji şirketlerine girmek istiyordum. 8 yıldır hiç mülakata girmemiştim. Kullandığım teknolojiler eskimişti, öğrenmem gereken çok şey vardı. Hazırlanmaya başladım. Kodlama soruları çözdüm, konu tekrarı yaptım, online dersler izledim, deneme mülakatlarına girdim. Bir de baktım tam bir yıl iş mülakatlarına hazırlıkla geçmiş. Neden bu kadar uzun sürmüştü ki?
Çünkü korkuyordum. Birkaç gün sonra deneme mülakatım vardı ve şimdiden içimi huzursuzluk kaplamıştı. Gerçek bir mülakat bile değildi, endişelenmem çok saçmaydı. Ama elimde değildi.
Mülakatlarla ilgili anılarım 2008 yılından kalmaydı. Master’dan yeni mezun olmuştum. Amerika’da ekonomik kriz vardı. İş bulamazsam Türkiye’ye dönmem gerekecekti. Google ile telefon mülakatında sordukları kodlama sorusunda kitlenip kalmıştım. Kendimi rezil etmiştim. Bu anılar zihnime bir kere kazınmıştı.
Artık mülakat fikri bile beni endişelendiriyordu, beynim güvenliğim tehlikedeymiş gibi tepki veriyordu. Bir yıldır mülakatlara çalışıyor olmam, kendimi hazır hissetmemem aslında konfor alanında kalmak için yarattığım bir savunma mekanizmasıydı.
Ama ortada gerçek bir sorun da vardı. Endişelenmek, mülakat sırasında düşünmeme, soruları çözmeme engel oluyordu. Eğer işe girmek istiyorsam asıl yapmam gereken daha fazla hazırlık yapmak değil, mülakat endişemi yenmekti.
Farkındalık kazanmak Eskiden kodlama mülakatları konusunda kendini geliştirmek zordu. Soru bankaları, deneme mülakatları yoktu. O zaman kendimi çok çaresiz hissetmiştim. Oysa şimdi şartlar farklıydı. Aradan 12 yıl geçmişti. Ben artık yeni mezun Sarp değildim. Daha tecrübeliydim. Amerika’da kalmam iş bulmama bağlı değildi. Koşullar farklıydı, ama zihnim bunu idrak edememişti.
Korkuların üzerine gitmek “Sarp, cesaret korkmamak değildir. Korkuya rağmen o eylemi yapmaktır. Cesur dediğin insanların korkmadığını nereden biliyorsun, dışarıdan duyguları göremiyoruz ki” dedi psikoloğum. Ben de kötü duygulara rağmen deneme mülakatlarına girmeye başladım. Bir, iki, üç, dört, beş derken 10 tane deneme mülakatı yaptım. Zamanla mülakata girmek benim için daha sıradan bir olaya dönüştü, rutinim haline geldi. Endişem tamamen kaybolmadı ama azaldı.
Reddedilme hissi ile baş etmek Deneme mülakatları güllük gülistanlık geçmiyordu. Yarısından geçer not alamıyordum. Bir seferinde mülakatçı beni teknik beceri, problem çözme ve iletişim alanlarında en düşük puanla değerlendirdi. Egom çok rahatsız olmuştu. Mülakat sonrasında da reddedilme hissi ile baş etmeyi öğrenmem gerekiyordu.
Gelişim benim en kuvvetli değerlerimden birisi. Başarılı geçen denemelerde bir şey öğrenmiyordum, oysa başarısız olduklarım bana kendimi geliştirecek bilgiyi veriyordu. Gerçek mülakatlar niye farklı olsundu? “Gelişmek için buradayım” cümlesi bana çok güç verdi. “Gelişmek için buradayım” dediğimde üzülmek için bir sebep kalmıyordu, her türlü kazanan ben oluyordum.
Time boxing Eylül ayında çalışmadan geçen 2 yıl doluyordu. Kendime ne olursa olsun 1 Eylül’de başvurulara başlayacağıma dair söz verdim. Daha hazırlıklarım bitmemişti, ama elimden gelenin en iyisini yaptığıma ikna olmuştum. Bütün olumsuz duygulara rağmen bir çılgınlık yapıp 1 Eylül’de ilk iş başvurumu yaptım.
Her zaman elinde teklif olsun Başlangıçta sadece pratik olsun diye birkaç şirkete başvurdum. Bunlardan birisinden teklif aldım. Asıl mülakatlara elimde bu teklif varken girdim. Sonra asıl istediğim şirketlerden birisinden teklif aldım. Mülakatların geri kalanına da elimde o teklif varken girdim. Bunu bilinçli olarak planlamamıştım, ama hep bir alternatifimin olması pratikte mülakat stresini azaltmaya çok yardımcı oldu.
Mükemmel olmak gerekmiyor Bana kalsa bazı mülakatlarda hiç iyi performans göstermedim, teklif almayı hak etmedim. Ama ortada bir gerçek var, adamlar bana teklif verdi. Belki sistem sandığımız kadar objektif değil. Belki çıta sandığımız kadar yüksek değil. Belki orada çalışanlar da mükemmel performans göstermeden teklif aldılar. Belki ben kendime fazla katı davranıyorum.
Google’da çalışan herkes ilk denemede mi işe giriyor? Aksine, çoğu Google çalışanı birkaç denemeden sonra işe girebilmiş. Ben de 8 şirketle mülakat yaptım, yarısından teklif alamadım. Yarısından aldım. Mülakat endişesini sıfırladığımı söyleyemem, ama işe girebilecek kadar yenmişim. Bu konuda da mükemmel olmak gerekmiyor.
Yardım istemekten çekinmemek İş arama sürecinde çok fazla insandan yardım istedim, destek aldım. İK’dan tanıdıklarım CV’mi inceledi, pazarlık yapma konusunda bana taktik verdi. Başvurduğum şirketlerdeki tanıdıklarım başvurumu yolladı, bana referans oldu. Kendi alanımda çalışan tanıdıklarım bana deneme mülakatı yaptı. Karar verme aşamasında teklif aldığım şirketlerde çalışanlar kendi izlenimlerini paylaştı. Zannediyoruz ki insanlar her şeyi kendileri başarıyor, oysa arkada görünmeyen çok fazla kahraman var. Bu kadar fazla insanın desteği olmadan iş bulamazdım. Ama yardım istemek lazım. If I don’t ask, I don’t get videosunu izlemenizi öneririm.
Haftaya Snapchat’te çalışmaya başlıyorum. Benim için mücadele ile dolu zor bir yıl oldu ama gelişmek için zorlanmak gerekiyor. Sizin de kendi gelişim yolculuğunuza bir faydası dokunursa ne mutlu bana. Sevgiler.