Terapistimin ofisinin yeni bir yere taşınacak olması kendi başına terapi konusuna dönüştü.

Normalde 12 dakikada yürüdüğüm ofisin yeni yerine gitmek artık yürüyerek 25 dakika sürecekti. Taşınma haberini aldıktan sonra, taşınma gerçekleşene kadar geçen 10 günlük sürede sürekli olumsuz olana odaklandığımı ve konforumda olacak bu azalmayı zihnimde büyüttüğümü fark ettim.

Oysa zihinsel alet çantamda bu gibi durumlarda kullanabileceğim pek çok araç vardı:

  • Perspektife koymak: Bu aktivitenin hayatımda kapladığı yeri hatırlatmak. Bu benim sadece haftada bir ya da iki kez yaptığım bir aktivite, her gün gittiğim bir yer değil. Bu benim haftamın ufak bir kısmını etkileyecek bir gelişme.
  • Şükretmek: Terapistim Anadolu yakasına da taşınıyor olabilirdi, ya da doğum iznine ayrılıyor olabilirdi. Mevcut durumun daha kötü pek çok versiyonu olduğunu kendime hatırlatarak şükredebilirim.
  • Olumsuzdaki olumluyu görmek: Evet evime daha uzak bir yere taşınıyor ama bu beni daha uzun yürüyüş yapmaya mecbur kılacak ve hareket etmek sağlığım için faydalı olacak. Ya da taşındığı mahalleyi pek iyi tanımıyorum, bu vesileyle yeni bir mahalleyi keşfetmiş olacağım.
  • Önemli olana odaklanmak: Terapiye giderken önemli olan iyi bir ilişki kurduğum, kendimi rahat hissettiğim ve fayda gördüğüm birisiyle çalışmak. Evime yakınlığın en önemli kriterim olmadığını kendime hatırlatmak …
  • Kontrolümde olana odaklanmak: Ofisin konumu benim kontrolümde değil ama ulaşımımı nasıl sağlayacağım ya da devam edip etmeyeceğim benim kontrolümde. Yürümeye üşendiğim zamanlarda araba ile gidebilirim demek de kontrolümde olana odaklanmak ve esnemek için güzel bir başlangıç.

Sizin de aklınıza gelen başka bakış açıları varsa lütfen benimle paylaşın.

Günün sonunda 25 dakikalık yürüyüşü yaptığım zaman zaten zannettiğim kadar kötü olmadığını, kafamda büyüttüğümü deneyimleyerek öğrenmiş oldum. Belki de gelecekte olacakları düşünmek yerine o ana odaklanıp anda kalabilseydim böyle bir sorunla hiç karşılaşmamış olacaktım.